yaşamın kendisi bile

seni anlatmak için var

...

Işığın sönmesine aldırma

geceye boyun eğme

öfkeyi tercih etme

tutkulu yaşa hayatı

kucakla

nasıl bittiği ile değil

nasıl yaşandığı ile ilgiliydi

seninle yaşadığım hayat

yalvarsam da faydası yok

geriye sarmıyor

 

...

şehrinin havasıydı

senden zerreler taşıyan

içime çektiğim

düşündüm de

uzaktayım ama

birşeyler var

gene senden

olduğum yerde

yakıştırmalar bu sefer

saçında karşıdan gelen birisinin

yürüyüşünde bir başkasının

bir başka birşeyinde

bir diğerinin

aramalar seni

onda bunda

bulamamalar ama

ne gözlerini ne de bakışlarını

...

benim o

başkası düşünemez

ne de hayal etmeyi

değilken yanında bile

haberi bile yokken 

ama

hayali benim

kimselere vermem

yangındı heryer

benimdi o

yıllar geçse de

kül hiç sönmedi

söndürmedim

hala ve hala

benim o

yaşadığımı anlayabildiğim

anlar onlar

düşünebilmek onu

hayalini bile

benim o

 

...

beyoğlu sokakları

en mutlu çifti 

gördü mü acaba?

Ortaçgil şarkılarıyla mutlu

bizden sonra

...

her insanın yaşayabileceği

bir şey değil bu

farkındayım 

şanslı olduğumun

biliyorum değerini

senin için

bir ilk olduğunun da

bir ilk olduğumun da

bastırılmışlıklarımızı

suistimal etmeyen bir karşılık

mutlulukların en güzeli

...

dünyanın bir kör yerine

gönülsüzce uzaklaştırılmışken

ben

herşeyden

ama unutamadan hiçbirşeyi

kendisi gibi kara bir yerde

ve de

kendisi gibi kara bir gecede

bilmem kaçıncı uykusundayken

dünya

geceyi aydınlatan

bir telefon geldi sevdiğimden

yapamayacağını bildiği halde

yapmamasını istediğim halde

gönülsüzce

biliyorum

sırf ben o kara yerlere

dayanma gücümü

kaybetmeyeyim diye

hadi dedi gel kaçalım 

...

tanrı armağan verir mi?

verdi bana: sen

sana şükürler olsun tanrım

ya tanımasaydım onu?

yada gitseydim bu dünyadan?

göremeden onun

güzel gözlerini ve

hüzünlenince

veya

sevdiğini söyleyince

tarif edilemeyecek güzellikte

değişen dudaklarını 

...

yazayım dedim

benzeri birşey

ama baktım 

daha güzelini

söylemiş 

Göksel

"Rüzgar okşa onun saçlarını benim yerime
Fısılda kulağına sevdiğimi
Rüzgar dolaş onun etrafında dön gel bana
Getir bıraktığı nefesi"

...

inandığın oluyor mu? 

siyahı beyaza, beyazı siyaha

zorlayabiliyor musun

olanı

veya olacağı

yoksa akıntıda kenara ulaşmak 

ya mümkün değil

ya da

zor mu senin için

tutunacak dal mı yok?

su yeterince soğuk

neyi taşıyorsun sırtında

yoksa akıntı aslında

su değil de

farkındalığı olmayıp

seni de sürükleyenler mi?

yak ağıtı giden gidiyor

...

resmine kaç defa bakılabilir?

ellerine nasıl 

takılıp kalınabilir?

sadece bu

gözlerine yazabileceğim

satırları saymıyorum bile

çok özlemişim seni

benim sorunum bu

Allah rahatlık versin

dünyada ve bilemediğim diğerlerinde

bir tane olan

...

bir kutuydu bırakılan

alınsın diye, haberli

içinde

bir kitap, bir yüzük ve

bir bebek

hatırlatsın diye sadece

sevgili  (sevdiği) olmayı

beceremeyeni

alınmadı

kitap rafa

yüzük yakındaki dereye

ve de bebek

ilk geçen çocuğa

...

ve sen çalışıyorken

bilmem ne tarihini

veya

kimin ne söylediğini

veya

ne yazdığını

bense soru sorar gibi sana

seyrediyordum aslında seni 

...

hayat kısa

evet

gerçekten de öyle

ama

sığınıp bu sığ lafa

kurcalamayın hayatı

bırakın yaşansın

olduğu gibi

olduğu yerde

kontrol edebilir misin

rüzgarı?

yağmuru?

ya hayatı?

ediyorum zannetsen bile

kader diyorlar

inanmasan bile

artık dayanamayacağımdan

emin olduğum bir anda

daha da fazlasına dayanıyorum

birkaç gün oldu

en son şehrine geleli

yaklaşırken sana

aydınlığın rengi değişti birden

farklı bir ton

farklı bir güneş

farklı bir bulut

yoğun ama

sanki heyecanlı onlar da

dudaklarım kuru mu ıslak mı

anlayamıyorum

tuhaf bir his

hiç hissetmediğim

bir hareket var bedenimde

beynimden sağa sola

emirler koşuşturuyor

iki göğsümün arasından

aşağıya doğru akan bir sızı

becerip de bir şey bile içemedim

en son seninle oturduğumuz yerde

doldurdum ciğerlerimi

senin havanla

ve

dua ettim

çıkmasın dışarıya diye

gelecek sefere kadar

...

dolaşırken şehrinde

papatyalar bıraktım

sokaklarına

belki sen geçerken

arabanla

veya yayan

rüzgarına kapılır da

savrulur diye

sen hissetmesen de

belki ciğerlerine

ulaşır diye

dokunduğum tenimin havası

...

boşa geçirmedim

hayatımı

çalıştım

hem de çok

çabaladım

ve

tutunmaya çalıştım

bir şeylere

fazla iyi niyet

çabanı baltalayan

bir düşmanmış

geç de olsa

öğrendim

...

fazla duyarlı olma 

hayatın zehir olur

...

yüreğin sürekli çekiştiriliyor

biryerlere

işin yok yükseklerde

çimenlerle yetin

...

hayatı seven

ama

çok da yerini bulamamış

insanlara

kaderi

birçok zaman verdiği

ya da

vermediği 

ya da

üzerinde fazla düşünmediği

kararlarla şekillenmiş

insanlara

yağmur bugün berrak yağıyor

pişmanlıkları temizlemeğe yeter mi?

...

bu el benimki olsun

dokununca

iyi olanı mükemmel

ortalamayı iyi

vasatı ortalama

olmayanı en azından vasat

üzüntüleri sevinç

umutsuzluğu umut

sevgisizliği sevgi

çaresizliği ışık

yapan

bu el benimki olsun

bu el seninki olsun

birleşen eller bizimkiler olsun